TÜM BEL-SEN Bursa: Toplu sözleşme masası orta oyunu değildir

TÜM BEL-SEN Bursa Şube Başkanı Pınar Koşal, 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin yerel yönetim emekçilerinin taleplerini kamuoyuyla paylaşmak üzere basın açıklaması yaptı.

Koşal, toplu sözleşmenin yalnızca ücret pazarlığı değil, doğrudan hukuk yaratan, çalışma yaşamının esaslarını belirleyen bir akit olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’de uygulanan sistemin evrensel normlara aykırı olduğunu vurguladı.

Pınar Koşal, yürürlükteki kamu toplu sözleşme sisteminin 2012 yılından bu yana kamu emekçilerine gerçek hiçbir kazanım sunmadığını, sadece göstermelik iyileştirmeler içerdiğini ifade ederek “Ülkemizdeki gibi sınırları önceden çizilmiş, yasal barajlarla kuşatılmış bir toplu sözleşme düzeni, evrensel anlamda özgür pazarlık hakkına dayalı sözleşme hukukuna taban tabana zıttır. Bu sistem gerçek bir toplu pazarlık değil, masa başında oynanan bir orta oyunudur” dedi.

Koşal, toplu sözleşme görüşmelerinde yetkili konfederasyonla iktidar arasında yapılan pazarlıkların demokratik bir zeminden uzak olduğunu söyleyerek, şu soruyu yöneltti:

“Her iki yılda bir kurulan bu masada, gerçek anlamda bir müzakere mi yürütülüyor, yoksa danışıklı bir orta oyunuyla emekçiler oyalanıyor mu?”

TÜM BEL-SEN Bursa Şubesi olarak kamuoyuyla paylaşılan taleplerin öne çıkanları şu şekilde:

"Gerçek enflasyon oranlarına göre ekonomik iyileştirme, sosyal denge tazminatlarının artırılması, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi, liyakat esaslı atama ve görevde yükselme, kadın emekçilerin taleplerini gözeten eşitlikçi politikalar, fiili hizmet süresi zammı ve yıpranma hakkı."

Açıklamanın sonunda Koşal, gerçek bir toplu sözleşmenin ancak bağımsız, örgütlü ve özgür emekçi mücadelesiyle mümkün olduğunu belirtti. TÜM BEL-SEN olarak kamu emekçilerinin sesini her platformda yükseltmeye devam edeceklerini dile getirdi.

“Biz bu oyunun parçası değil, bozanı olacağız” diyerek sözlerini noktalayan Koşal, yeni dönem toplu sözleşme sürecinde adalet ve eşitlik temelinde ciddi bir müzakere zemini oluşturulması çağrısında bulundu.